Hakkımızda
Leap Kadın Girişimi Üretim ve İşletme Kooperatifi, RET International’ın açtığı mesleki eğitim atölyelerine düzenli olarak devam eden kadın üretici ve girişimcilerin, sürdürülebilir, adil, paylaşımcı ve demokratik bir iş modeli olarak seçtikleri ve 2020 itibariyle kurdukları bir kadın kooperatifidir. Leap Kooperatifi, doğaya ve insana saygılı sorumlu bir üretim, tüketim ve pazarlama süreci oluşturarak yerel ve kırsal kalkınma alanına sürdürülebilir ve bütüncül çözümler getirmeyi amaçlayan bir sosyal girişimdir. Kooperatif, güncel olarak, Mardin’de “Doğal Sabun Atölyesi” ve “Ahşap Baskı ve Doğal Boyama Atölyesi”, Kilis’te “Doğal Oyuncak Bebek Atölyesi” ve Şanlıurfa’da “Doğal ve Yerel Gıda Atölyesi" olmak üzere 4 farklı atölyede toplam 90 üretici ve girişimci kadın ile çalışmaktadır.
Leap Kooperatifi, RET’in 2015 senesinde Mardin’de gerçekleştirdiği bir projenin 3 aylık “Gelir Getirici Aktivite” bileşeninden doğdu. Katılımcı kadınların edindikleri mesleki becerilerini sürdürülebilir ve profesyonel bir iş modeline dönüştürme kararlılığı ve azmi, 3 aylık bir proje bileşenini, bir kooperatife ve markaya dönüştürdü. Mardin’de geliştirdiğimiz bu iş modelini, sonrasında Çorum, Kilis ve Şanlıurfa’da da uygulamaya başladık.
Birleşmiş Milletler’in Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’nda belirttiği “Leave No One Behind”, “Kimseyi Geride Bırakma” prensibinden hareketle, Leap Kooperatifi olarak kapsayıcı ve bütüncül bir yerel kalkınma modeli geliştirdik. Tüm dünyada kadınların sosyo-ekonomik gelişimlerinin, kendileriyle birlikte aileleri ve toplumları açısından da olumlu çarpan etkilerine sahiptir. Şanlıurfa, Kilis ve Mardin özelinde, kadınların bölgenin sosyo-ekonomik ve kültürel yapısı nedeniyle eğitim hayatlarına düzenli devam edemedikleri, kamusal alana katılımlarının ve iş ve istihdam fırsatlarına erişimlerinin kısıtlı olduğu sıklıkla gözlemlenmektedir. Bu anlamda dezavantajlı olan kadınların, halihazırdaki becerilerinin profesyonel mesleki eğitimler, etkili markalaşma ve pazarlama stratejileri ile desteklendiğinde yalnızca kendileri için değil aileleri, komşuları, yaşadıkları şehirler ve toplumları için de olumlu değişimler ve dönüşümlerin itici gücü oldukları görülmektedir.